Ceza hukuku, bir toplumunun korunmaya değer gördüğü temel değerleri yansıtır. Tarih boyunca da İslam toplumlarının cezai meseleleri, temelini İslam hukukunun kaynakları ve fıkıh usulünün teşkil ettiği normatif bir çerçeve marifetiyle yönetilmiştir. Hakikaten, Osmanlı Şeriye Sicillerini tetkik eden müsteşrikler (oryantalistler) XVI. ile XVIII. asır arasında Osmanlı’nın istikrarlı ve oldukça iyi işleyen bir ceza adaleti sistemine sahip olduğunu kaydetmektedir.[1] Bu sistemin izlerini Sava Paşa, Ömer Nasuhi Bilmen ve Tahir Taner’in eserlerinde de müşahade etmek mümkündür.
Buna mukabil, Batı hegemonyasının kendisini İslam dünyasında hissettirmesiyle birlikte, Batı’dan gelen dalga İslam toplumlarının sosyal ve iktisadi yapıları üzerindeki tesirine pararel olarak hukuk sistemi üzerinde de önemli etkiler göstermiş; birçok İslam ülkesinde kaynağı İslam olan ceza hukuku yürürlükten kaldırılmıştır. Bousquet ve Schacht gibi müsteşriklerin de savundukları bir İslam ceza hukukundan bashetmenin mümkün olmadığı; çünkü bu sahadaki normların belli bir sistematik bütünlük arz etmediği görüşü de oldukça yaygınlaşmıştır.[2] Bassiuoni ise İslam ceza hukukunun Romanist gelenekten ziyade common law sistemine benzediği görüşündedir.[3] Buna mukabil Johansen, İslam âlimlerince ceza hukuku (ukubat) sahasında yeknesaklaşmış bir muhakeme hukukunun teşekkül ettirildiği tespitini yapmıştır.[4]
Günümüzde de çeşitli bağlamlarda İslam ceza hukuku, İslam hukukunun en önemli ve tartışmalı sahalarından biri olma hüviyetindedir. Keza, İslam’ın modern çağ öncesi (pre-modern) döneminde tüm İslam âleminde uygulanan İslam ceza Hukuku, günümüzde de İran, Pakistan, Sudan ve Nijerya gibi ülkelerde yeniden Batı hukukunun yerine uygulamaya konulmuştur. Bu manzara, şüphesiz, İslam dünyasında ceza hukuku sahasında çalışan âlim ve akademisyenlerin mümkün olduğunca katılımının sağlandığı geniş tabanlı bir İslam ceza hukuku konferensı fikrinin doğumuna sebebiyet vermiştir.
Antalya’da, 30 Nisan-3 Mayıs 2015 tarihleri arasında İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi ve İstanbul Medeniyet Üniversiteleri ile Uluslararası Hukukçular Birliği tarafından, Elbeyoğlu A.Ş.’nin sponsorluğunda, katılım ve kapsam bakımından bir ilk olma özelliği taşıyan bir İslam Ceza Hukuku Konferansı gerçekleştirilmiştir. Konferansa Türkiye’nin yanı sıra, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Bangladeş, Birleşik Arap Emirlikleri, Bosna, Cezayir, Cibuti, Fas, Filipinler, Filistin, Fransa, Irak, İngiltere, İrlanda, İspanya, Japonya, Kanada, Katar, Kuveyt, Lübnan, Makedonya, Malezya, Mısır, Moritanya, Pakistan, Sudan, Suriye, Suudi Arabistan, Tayland, Ürdün ve Yunanistan olmak üzere toplam 32 farklı ülkeden alanında önde gelen âlim ve akademisyenler tebliğleriyle iştirak ettiler. Bilhassa İslam ceza hukukunun tatbik edildiği ülkelerin temsiline özen gösterilerek; bu alanda başka ülkelerde çalışan akademisyenlerin bir araya getirilmesine gayret edilmiştir. İslam ceza hukuku sahasında çalışmalarıyla tanınan önde gelen akademisyenlerden Prof. Mohamad Alzuhili (Birleşik Arap Emirlikleri), Prof. Sadiq Reza (ABD), Prof. Dr. Mustafa Avcı (Türkiye), Prof. Hisham Mahmoud Ramadan (Kanada), Prof. Ahmad Atif Ahmad (ABD), Prof. Faridah Jalil (Malezya), Prof. Dr. Ahmed Samir Hassenein (Katar), Prof. Junya Shinohe (Japonya), Prof. Dr. Shalluf Hadi (Fransa) gibi birçok önemli isim konferansta tebliğ sunmuştur.
Konferansın ilk günü açılış konferanslarına tahsis edilmiş; konuşmacılar İslam Ceza Hukuku’nun ana konularına giriş mahiyetinde tebliğler sunmuştur. İlk konuşmacı Prof. Muhammed Munir (Pakistan), İslam ceza hukukunda suçta ve cezada kanunilik ilkesininin (mabda’ al-Ibahat) İslam ceza hukukunun en önemli ilkesi (mabadi’ usuli) olduğu tezini işlemiştir. Prof. Muhammed Al-Zuhayli (Birleşik Arap Emirlikleri) de klasik ayırıma uygun olarak İslam ceza hukukunda suçların tasnifi (had, tazir) konusunu örneklerle ortaya konmuştur. Dr. Ajeel Jassem Al-Nashmi (Kuveyt) de İslam ceza hukukunda cezalandırmanın gayesi ve özellikle kısas konusu üzerinde durmuştur. İlk gün konferanslarının son konuşmacısı Prof. Sadiq Reza (ABD) ise İslam ceza hukukunun adil bir tarzda tatbikinin ancak usul kurallarına riayetle mümkün olacağı görüşünü dile getirmiştir.[5]
Konferansın takib eden iki gününde bu genel sunumlarda çerçevesi ana hatlarıyla çizilmiş olan meseleler derinlemesine çok çeşitli tebliğlerle ele alınmıştır. İkinci günün sabah oturumunda İslam ceza hukukunda suçların tasnifi (Prof. Avcı, Prof. Ramadan) konuları ile suçun manevi unsuru meselesi (Prof. Şafak) tartışılmıştır. Akabinde, daha ziyade İslam ceza hukukunda cezalandırmanın gayesi üzerinde duran tebliğler yer almıştır. Öğleden sonraki oturumda uygulama sorunları (Prof. Hamoudi) ile dine hakaret suçunun Avrupa’da az tatbikini empati yoksunluğuna bağlayan görüşleri dile getiren (Dr. Vogel) sunumlar yapmıştır. Takip eden oturumda İslam ceza hukukunda hapis cezası (Dr. Kurban, Prof. Ali), mağdurun faili affetme müesseleri (Dr. Sadique) ve kısas kurumu (Av. Şamlı) irdelenmiştir. İkinci günün son oturumda ise ikrah (Dr. Acar), suç ve cezaların kanuniliği (Dr. Yurtseven) ile çok failli suçlara (Dr. Hasan) ilişkin tebliğler ön plana çıkmıştır.
Konferansın son gününün ana başlıkları günümüzde İslam ceza hukuku, suç tipleri ve İslam ve uluslararası ceza hukuku olmuştur. Günümüzde İslam ceza hukuku başlığı altında, İslam ülkeleri anayasalarında ceza hukuku ilkeleri (Prof. Eren) ve Malezyalı hukukçuların İslam hukukunun memleketlerindeki tatbikatına ilişkin sunumları dikkat çekmiştir (Prof. Jalil, Prof. Mokhtar, Dr. Laeba). Keza, 2013 tarihli İran Ceza Kanunu’nda (Av. Magzi) getirilen yenilikleri ve yeni Katar Ceza Kanunu üzerinde İslam ceza hukukunun etkilerini (Prof. Hassenein) ele alan tebliğler sunulmuştur. Japonya’dan, Prof. Shinohe ise İslam toplumu olmayan bir ülkede (Japonya) İslam ceza hukuku kurallarının uygulanmasında içki yasağı örneği üzerinden ele aldığı tedricilik konusundaki sunumu oldukça dikkat çekmiştir. Uluslararası ceza hukuku konusunda Prof. Shalluf ve Prof. Samir (Mısır) tarafından sunulan İslam ceza hukukunda ve günümüzde siyasi suçlar ve Arap baharı uygulaması konulu sunum da dikkatle izlenmiştir.
İslam ceza hukuku konusunda bir ilk olma niteliği taşıyan konferansın sonunda katılımcılarda bu nevi toplantıların devlet ve kurumlardan bağımsız olarak ilmi çerçevede devam etmesi gerektiği temennisi dile getirilmiştir. Bilhassa, bir model İslam Ceza Kanunu kodifikasyonu çalışmasının günümüzde elzem hale geldiği toplantıya katılan birçok ilim adamı tarafından dile getirilmiş; bu konuda bir dizi toplantıyı ihtiva eden bir istikamet ve yol haritası ortaya konulmuştur.
[1] Bkz. Rudolph Peters, Crime and Punishment in Islamic Law, Cambridge University Press, Cambridge 2005, s. 5 vd.
[2] Baber Johansen, “Zum Prozessrecht der Uqubat”, in: Contingency in a Sacred Law, Legal and Ethical Norms in Muslim Fiqh, Brill, Leiden 1999, s. 421.
[3] M. Cherif Bassiouni, The Sharia and Islamic Criminal Justice in Time of War and Peace, Cambridge University Press, Cambridge 2014, s. 119.
[4] Johansen, a.g.e., s. 422 vd., 433.
[5] Prof. Reza, usul kuralları bütününü tariff için Amerikan hukuku menşeli due process kavramını kullanmıştır.